Cumartesi, Ocak 23, 2010

Özetlemek Gerekirse...

Günümüz özet devri mi ne? (Yazıya soru sorarak başlamak ilgiyi arttırıyormuş dediler). Evet özet devri bence. Çok klişe sıçmak gibi olmasın ama Google abladan, Wiki abiden hep özetleri okuyoruz. RAM'lerimizde işimize yarayacak kadar tuttuktan sonra hoop çöpe. Öğrendiğimiz çoğu bilgi uçup gidiyor aklımızdan. Löp bilgilere fazla yer yok beynimizde. Eskiden olsa; bir ödev için kütüphane kütüphane gezmek, ansiklopedileri karıştırmak, makaleleri teker teker incelemek gerekirdi. Bu sayede bilgi kıymetli hale gelirdi ve kolay unutulmazdı. Liseye kadar ben de bu yöntemle çalıştım (tamam hadi yalan söylemeyeyim: kütüphane falan gezmedim. Ama evdeki ansiklopedileri baya kullandım). Şimdi günümüze baktığımızda ise öğrenciler özet peşinde sürekli. Geçen gün muhabbet ettiğim, edebiyat okuyan bi arkadaşım "kitapların özetlerini okuyorum ben de yea" dedi. "Hımmmsle" dedim ben de. Ama o da haklı bi bakıma. Özetler gerekli tüm bilgiyi kısa vadeli de olsa veriyor. İleride dönüp bakmayacağı şeyler için günlerini harcamak istemiyor. Ama böyle yapanlar bilmiyorlar ki, her sayfası koklanıp okunmuş bir kitaba dönüp bakmanıza gerek kalmaz çünkü yanınızda, hard diskinizdedir her zaman. Sonrasında bu konu hakkında düşündüm ve Hamsun'un, Camus'un, Kafka'nın, Süskind'in, Yusuf Atılgan'ın özet kitaplarını okusam onları bu kadar sever miydim diye sordum kendime. "Saçmalama lan!" dedi iç sesim. Sustum.

Asıl gelmek istediğim nokta; bizim aktarımımızda seçtiğimiz yöntemler. İnternetin gelmesiyle bilgi alma yöntemlerimiz kolaylaştı ve özetleri seçtik; buraya kadar tamam. Ama düşüncelerimizi, bilgilerimizi, heyecanlarımızı aktarırken de özetleri kullanmaya başladık artık. Dikkat ettiniz mi bilmiyorum ama bir şey düşündüğümüz zaman henüz filizlenmeye başlayan düşüncemizi Facebook statüsüne, Twitter'a veya Msn iletilerine yazıyoruz. Sonrasında da ilgimiz başka şeylere kayıyor ve bir konu üstünde çok düşünmüyoruz. Kar yağarken örneğin; mutlu hissedip paylaşma gereği gördüğümüzde oturup şiir veya yazı yazmıyoruz veya eskileri düşünmüyoruz. Bunun yerine "Oleeeeey! Kar yağıyor!! :):):)" yazıyoruz bilimum sanal ortamlara (sözümüz meclisten dışarı:). Ben eskiden izlediğim filmler veya okuduğum kitaplar hakkında yazılar yazardım özetvari; ama şimdi sadece Facebook'ta hayranı oluyorum ya da en fazla Ek$i'de millet ne yazmış diye bakıyorum. Bunu "Başkalarının Hayatı (Das Leben der Anderen)" filmini izlerken düşündüm. Zira beni ilgilendiren politik konulara parmak basıyordu ve üzerine düşünmem, hatta yazmam gerektiğini hissettim. Yazının bundan sonrası, sonraki kayıtta...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder